Hikaye, geleceği olmayan bir adaya götürür bizi; çünkü ada, kısmen su altında kalmış ve giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Adada, yalnızca bir kadın, yaşlı bireylerden oluşan bir gruba bakmaktadır. Onlar, adada kalan son sakinlerdir. Ancak bir gün, beş yolcunun gelişi, bu küçük topluluğun hayatını altüst eder. Yeni gelenler, adanın kadim sakinlerinin huzurunu bozar ve her şeyin değişmesine neden olur. Hikaye, hayatta kalma mücadelesi, umut ve kaybın derin izlerini işlerken, insanın doğayla ve birbirleriyle olan ilişkilerini de sorgular. Ada sakinleri, gelenlerin geçmişlerini ve niyetlerini çözmeye çalışırken, geçmiş ve gelecek arasındaki keskin sınırlar giderek daha belirsiz hale gelir.